Bülbülü Öldürmek | Kitap Yorumu

 

Adı: Bülbülü Öldürmek
Yazarı: Harper Lee
Tercümanı: Ülker İnce
Yayın Evi: Epsilon 
   Sayfa Sayısı: 358
Türü: Dünya Klasiği

Yazımı okumaya gelen herkese selamlaaar.. Bugün bir kitap yorumuyla buradayım. Bülbülü Öldürmek.. Bayağı bir süre önce almıştım fakat neden bilmiyorum okumamıştım. 20 tlye falan almıştım fakat bugün bir kitapçıda 60 tlye gördüm. Pes dedim artık. Kitapların pahalılığı hakkında şöyle oturup ciddi bir şekilde yazı yazmalı. 

Kitabımız Harper Lee adında bir kadın tarafından yazılmış. Bu kadın yazdığı tek eser ile 40 milyondan fazla satışa ulaşmış. Darısı bütün isteyenlerin başına. Bu kitabı çok duymuştum ama bir kadın tarafından yazıldığını daha yeni öğrendim. Başarılı kadınlar bütün kadınların gönlünü okşar. Harper Lee bu kitaptan sonra başka hiçbir roman yazmamıştır. Tabi ölümünden bir yıl önce bastırdığı bu kitabın devamı niteliğindeki romanını saymazsak. Hatta kitap o kadar sevilmiş ki 1961 Pulitzer Edebiyat Ödülü'nün sahibi olmuş ve kitabına bir film çekilerek beyazperde de yerini almış. 

  Bende biraz görüşlerimi açıklayayım. Kitabı okumaya başladığınız andan itibaren kalemi güçlü bir yazardan çıktığı hemen belli oluyor. Bazı yorumlara baktığımda detaya fazla girilmiş deniyor fakat bence tam tıkırında. Bazı kitaplar biliyorum sayfalarca betimleme yapan. Kitapta Amarika'da ki ırkçılığı bir çocuğun ağızından anlatıyor. Scout tarafından aktarılan bu romanın bazen komik bazen düşündürücü oluyor. Haksız yere tecavüz suçundan hüküm giyen Tom Robinson adında bir siyahinin avukatı işte bu çocuğun babası, Atticus. Atticus karakteri gerçekten çok büyüleyici sağlam, güçlü, haklının yanında duran birisi. Ayrıca da aşırı özendiğim bir karakter. Kitaplarda, orda burada gördüğüm bütün baba karakterlerini içindeki en iyisi. 

-ALINTILAR-

Burası mutlu bir mezarlıktı.

 

Bizim mahkemelerimizde, beyaz adamın dünyasıyla siyah adamın dünyası karşı karşıya geldiğinde, her zaman beyaz adam kazanır. Bu ne kadar çirkin olursa olsun hayatın bir gerçeği.

 

“İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.”

 

"... insanlar kendilerinden daha çok şey bilen birini çevrelerinde görmekten hoşlanmazlar. Sinirlenirler. Doğru konuşarak onları değiştiremezsin, kendileri öğrenmek istemelidir, onlar öğrenmek istemiyorlarsa bir şey yapamazsın, ya çeneni kapar ya da onlar gibi konuşursun. "

 

“Tutuklanmaktan mı korktun, yaptığın şeyi kabullenmek zorunda kalmaktan mı?” “Hayır efem, yapmadığım şeyi kabullenmek zorunda kalmaktan.”

-AÇIKLAMA-

“İstediğin kadar saksağan vur vurabilirsen, ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.” Tüm zamanların en sevilen hikâyelerinden biri olan, kırktan fazla dile çevrilen, Oscar ödüllü bir sinema filmi için temel oluşturan ve yirminci yüzyılın en iyi romanlardan biri seçilen Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek, Amerika'nın acımasız bir önyargı ile zehirlenmiş güneyinde geçen, sürükleyici, yürek burkan ve dikkat çekici bir büyüme hikâyesi. Büyüleyici güzellikler ve vahşi eşitsizlikler dünyasında haksız yere korkunç bir suçla suçlanan bir “zenci”yi savunmak için her şeyi riske atan bir adamın hikâyesi çocuk kahramanın gözünden anlatılıyor. Şefkat dolu, dramatik ve düşündürücü Bülbülü Öldürmek okurları insan doğasının köklerine; masumiyet ve deneyime, nezaket ve zulme, sevgi ve nefrete, mizah ve pathosa götürüyor. Harper Lee'nin her zaman basit bir aşk hikâyesi olarak gördüğü romanı bugün Amerikan edebiyatının bir şaheseri olarak kabul ediliyor. “Lee estetiğin arkasına sığınmayı reddediyor. Kalemi öyle güzel, güçlü, ölçülü ki zor konuları doğrudan ele almak zorunda olmamasına rağmen Bülbülü Öldürmek'te tam olarak bunu yapmış.” –Chimamanda Ngozi Adichie “Yaşama sevinciyle dolu, dokunaklı ve nadiren rastlayacağınız türden bir roman.” –Truman Capote